Gönülden Gönüle
  MUTLU OLMANIN PÜF NOKTALARI
 

 

MUTLU OLMANIN PÜF NOKTALARI

Bir başkası olsaydınız kendinizle iş ortaklığına girer miydiniz ?
 Kendinizi arkadaş olarak, güvenilir bir dost olarak seçer miydiniz ?
 Karşı cinsten biri olsaydınız, şimdiki kendinizi eş olarak seçer miydiniz ?
 Dürüstçe verdiğiniz yanıtları beğenmiyorsanız bu yanıtların hepsini “evet” e çevirmek sizin elinizde. Siz bu güce sahipsiniz.Yeter ki “evet” lerin bedeli olan emeğin, sevginin ve zamanın yatırımını yapmayı göze alın. Hepimizin gerçekleşmesini istediğimiz rüyaları vardır. Gençlik yıllarımızda geleceğimizle ilgili bir gün mutlaka gerçekleşeceğine inandığımız hayallerimiz olur. Yıllar geçer ve gelecek dediğimiz şey bir gün gelir. Gençken asla gelmeyeceğini düşündüğümüz orta yaşlı yüz, dökülmeye başlayan saçlar, saçlarda artan beyazlık aynada bize bakar. Aynadaki yüzde buruk bir tebessüm yada sadece buruk bir ifade vardır. Günlük yaşamın kaygı ve koşuşturmalarıyla geçen yılların rüyalarımızı bulandırdığını fark ederiz. Yaşam acımasızlığına öfke duyup kaderimize razı oluruz. Ömrümüzün geri kalan kısmını mümkün olduğunca en az acıyla yaşayarak tamamlamayı isteriz. Bu tablo dünya nüfusunun yüzde doksan yedisinin hayatını yansıtır. Yaşamdan haz alan, içindeki potansiyeli ortaya çıkaran, yeteneklerini kullanan, varlığıyla sadece kendisine değil, başkalarına da yararı olan, dünyayı daha yaşanılacak bir yere dönüştürmeye katkıda bulunan yüzde üçlük bölüm ise başarılı ve mutlu insanlar grubudur. Mutluluk bir amaç değil yaşama verdiğin olumlu tepkinin duygusudur. Mutluluk bir nesne olsaydı tüm zenginler onu satın alır ve mutlu olurlardı. Ünvan, konum, para, diploma olsaydı bunlara sahip bütün insanların mutlu olması gerekirdi. Aşık olmak olsaydı, birbirlerine delice aşık olup evlenen bütün çiftlerin mutluluklarının sürmesi gerekirdi. Yunan mitolojisine öre Olympus dağında toplanan tanrılar mutluluğun sırrını saklamaya karar vermişler çünkü mutluluğun sırrı bulunduğunda, değerinin insanlar tarafından bilinmesini istemişler. Tanrılar, en yüksek dağın tepesinde saklamayı, yerin yedi kat dibinde saklamayı, okyanusun en derin yerinde saklamayı önermiş. Nihayet bir tanrı harika bir öneri getirmiş. “İnsanlar dağları, okyanusları, yerin yedi kat dibini keşfedecek zekaya sahip. Ama nedense bu zekayı kendilerini keşfetmeye ve tanımaya yöneltmiyorlar.. Mutluluğun sırrını onların yüreklerine gömelim. Nasıl olsa oraya bakmayı akıl etmeyeceklerdir.” Binlerce yıldır insanoğlu mutlu ve başarılı hayatın sırrını arayıp durdu. Günümüzde hala mutluluğun sırrı bir yerlerde aranıyor ama kendi içlerine bakmayı akıl edenlerin sayısı çok az. Mutluluk gönülden vermektir. Vermekten hoşlanmıyorsan size de verilmesini engellersiniz.Verilmekten hoşlanmıyorsanız vermeyi de bilemezsiniz. Ne vereyim, ne versinler diyorsanız sadece alıyorsunuzdur. İnsanların çoğunun mutsuz olmasının nedeni vermeden almayı yada önce alıp sonra vermeyi düşündükleri içindir. Sahip olduğunuz maddi şeyleri vermek, vermenin en kolay yoludur. Gerçek vermek kişinin kendinden özünden vermesidir.Yüzükler ve mücevherler armağan değildir. Gerçek armağan veremediğin için dilenen özürdür. Kendinize sakladığınız, kaybetmekten korktuğunuz her ne ise onu kaybedersiniz.Verdikleriniz ise sizindir. Bu konuda kendimize bir test yapalım. Her düşündüğümüz, söylediğimiz ve yaptığımız olumlu söz ve davranış için bir milyon lira kazandığımızı, ama her olumsuz söz ve davranış için beş yüz bin lira kaybettiğinizi düşünün. Ekonomik durumunuz ne olurdu. Zengin mi? Fakir mi? Yaşamda sahip olduğunuz şeylerin değerini bilmek mutluluk için çok önemlidir. Her akşam başınızı yastığa koyduğunuzda yaşamın size sunduğu tüm güzellikler için, sağlıklı olduğunuz için, sevdiğiniz ve sevildiğiniz için, o gün öğrendiğiniz yeni şeyler için, yaratabildiğiniz ve üretebildiğiniz, size hayat veren yaşama bir şeyler katabildiğiniz için, sabah uyandığınızda yeni bir günün getireceği deneyimler ve üretkenlikler için yaşama şükran duyun. Şükran duygusunu hissedebilmek yaşamın değerini bilmeyi ve alçakgönüllü olmayı gerektirir. Bu aynı zamanda mutluluğun tanımıdır. Mutlu olmak ve yaşam sevincini yakalamak için; Sizi üzen şeylere değil, sizi mutlu eden şeylere odaklanın. İnsanların zaaflarına ve zayıflıklarına değil, güzel ve olumlu özelliklerine odaklanın. Sahip olamadıklarınıza değil, sizi kuşatan güzelliklere odaklanın. Arkadaşlarınızın hatalarına değil, erdemlerine odaklanın. İş hayatında kaybettiklerinize değil, kazandıklarınıza odaklanın. Sizinle ilgili söylenen fesatlık, kötü niyet içeren sözlere değil, olumlu sözlere odaklanın. Üzüntü ve acı içeren günlerinize değil, sağlık ve neşeyle geçen günlerinize odaklanın. Geçmişin ziyan olmuşluğuna değil, geleceğe ait umutlarınıza odaklanın. Kaçırdığın zenginliklere değil, kazandığınız zenginliklere odaklanın. Ne alabileceğinize değil, verebileceklerinize odaklanın. Başkalarının mutluluğundan da kendiniz kadar haz duymayı öğrendiğinizde zaten mutlu insan ve mutluluk veren o nadir insanlardan biri olmuşsunuz demektir. Mutlu insan, iyimser, neşeli, esprili ve enerjik bir yapıya sahiptir. Bu özelliklerin hepsi kazanılan özelliklerdir. Bugün! Hayatın ta kendisi. Dün, görülmüş bir rüya, yarın ise sadece hayal. Ama iyi yaşanılmış her gün, dünü mutlu bir rüya olarak hatırlar.Yarını da umut dolu bir hayal.Bu yüzden bugünü nasıl yaşadığınız çok önemlidir





 
 
  Bugün 112082 ziyaretçi (224661 klik) kişi burdaydı!
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol